Adolesan dönemi, ergenlik dönemi olarak da bilinmekte olup bireyin hormonal, fiziksel ve psikososyal olarak çocukluktan ergenliğe geçiş sürecini ifade eder. Puberte ise bireyin, adolesan dönemde yaşadığı fiziksel ve nöroendokrin değişimleri içerir. Bu nedenle puberte ve adolesan farklı şeyleri ifade eden kavramlar olarak değerlendirilmelidir.
Ergenlik döneminin başlangıç yaşı; cinsiyet, yaşam koşulları, ırk, yaşanılan coğrafya ve daha birçok etkene göre farklılık gösterebilir.
Pubertede; genital organların olgunlaşması, seksüel kıllanma, kızlarda göğüslerin gelişmesi, erkeklerde sesin kalınlaşması gibi ana değişiklikler yaşanır. Aynı zamanda vücuttaki yağ dağılımı değişir, iskelet sistemi gelişir, boy uzar. Kızlarda regl döneminin erkeklerde spermlerin oluşmaya başladığı spermatogenez başlar.
Pubertenin en erken fark edilen belirtileri kızlarda göğüslerin gelişmeye başlaması erkeklerde de testis hacminde büyüme olmasıdır.
Kızlarda 8 yaşından önce sekonder seks karakterlerinin gelişmesi, genellikle 10 yaşından önce ilk adet kanamasının yaşanması ve 9 yaşından önce kıllanmanın başlaması erken puberte olarak değerlendirilir. Bazı durumlarda yapısal ve sebepsiz olarak yaşanan erken puberte, bazı durumlarda yumurtalık sorunlarından, böbrek üstü bezi patolojilerinden ve bazı beyin hastalıklarından kaynaklanabilir.
13 yaşına kadar sekonder seks karakterlerinin 17 yaşına kadar ise ilk adet kanamasının olmaması geç puberte olarak adlandırılır. Yapısal nedenlerin yanı sıra doğuştan gelen anomalilerden, bazı kromozomal hastalıklardan, beyinden kaynaklanan bazı sendromlardan kaynaklanabilir. Geç puberte tedavisinde genellikle hormon replasman tedavisinin uygulanması tercih edilir.
2004 yılında Kuşadası devlet hastanesinde sizin sayenizde hayata döndüm .Endometriosiz ameliyatı olmuştum Ozaman teşekkür etmiştim ama tekrardan size çok teşekkürler Çok ilgilenmiştiniz Sonsuz teşekkürler Üzeyir bey.
Her iki doğumumda da kendisinin engin tecrübeleri ilgi ve hassasiyeti yoluma ışık tuttu ilk doğumum normal ikinci doğumum ise 11 yıl aradan sonra normal doğum ile başlayan ancak zorunlu olarak spinal sezaryen ile sonlanan bir operasyondu.Tecrübesi ve Zamanında müdahalesi sayesinde bebeğimiz hayata tutundu. Kendisine minnettarım.
Tedavim sırasında içten ama profesyonel tavırları ile beni korkularımdan uzaklaştıran,ameliyat öncesi,sırası ve sonrasında son derece titiz davranan ve çok kısa sürede sağlığıma kavuşturan Sayın Üzeyir KALKAN'a çok teşekkür ederim. Türk Tıbbına başarılarıyla hizmet edeceğine inandığım Dr.Üzeyir KALKAN'ın adını duyacağımıza inanıyorum.Teşekkürler.