Kadında cinsellik çok katmanlıdır ve birçok faktörden etkilenir. Fizyolojik, organik ve psikolojik faktörler, kadın seksüel cevabı etkilemektedir. Kadında cinsel fonksiyon bozukluğu sıklığı ortalama %43 civarındadır. İsteksizlik, en yaygın yakınmadır.
Cinsel aktivitenin adet kanamasının hemen bitiminden itibaren bir artış gösterdiği bilinmektedir. Kadınlarda libidonun (cinsel isteğin) en yüksek olduğu dönem 20-35 yaş arasıdır. Kısırlık ile cinsel sorunlar arasında bir ilişki yoktur. Gebelik döneminde haftalar ilerledikçe, cinsel istek ve orgazm azalmaktadır. İlişki sayısı ve orgazm sıklığı ile erken doğum arasında bir ilişki bulunmamıştır. Menopoz döneminde vajinal kan akımı ve dolayısıyla vajinal ıslaklığın azalması sonucu ağrılı cinsel birleşme ve ağrılı orgazm yakınmaları görülebilir. Listelemek gerekirse:
Seksüel istek bozukluğu: Devamlı veya tekrarlayan şekilde seksüel fantezilerin, düşüncelerin veya seksüel aktiviteye açıklığın eksik olması veya hiç olmaması durumudur.
Seksten kaçmak-tiksinme bozukluğu: Devamlı veya tekrarlayan fobi şeklinde seksüel temastan korkmak, tiksinmek ve kaçmaktır. Genellikle fiziksel veya seksüel kötüye kullanıma veya travmaya bağlıdır.
Seksüel uyarılma bozukluğu: Devamlı veya tekrarlayan şekilde cinsel olarak uyarılmanın hiç veya yeterli seviyede olmamasıdır. Subjective arousal disorder (vajinal lubrikasyon ve genital ödem olmasına rağmen, seksüel uyarılma hissinin az veya hiç olmaması); Genital arousal disorder (vajinal lubrikasyon ve genital ödemin olmaması); Combined arousal disorder (genital ve subjektif uyarılmanın her ikisinin de olmamasıdır)
Orgazmik bozukluk: Kişide strese neden olan, yeterli cinsel uyarılma sonrasında orgazmın devamlı veya tekrarlayan şekilde olmaması veya gecikmesidir.
Ortalama yaygınlığı %26 dır (%7-%58). İki ana başlıkta incelenir ve tedavi buna göre düzenlenir.
Disparoni (Ağrılı Cinsel İlişki): Seksüel aktivitede, öncesi veya sonrasında hissedilen genital ağrıdır. Disparoni, bir hastalık değil, bir bulgudur. Ağrı introitusta (girimde), midvajina (ortasında) veya derinde olabilir. Ağrı, aktif penetrasyon (penis vajinaya girip çıkarken) sırasında olabilir ve sonrasında da (ilişki bittikten sonra) bir süre devam edebilir. Ağrının birden fazla nedeni olabilir ve ciddiye alınmalıdır. Kadınların %60’ı hayatlarının herhangi bir zamanında disparoni yaşıyor. Hastaların %8 - %21,8’i kronik disparoniye sahiptir. Nedenleri şöyle listelenebilir:
Yetersiz ıslaklık: Premenopozal kadınlarda (menapoza girmemiş kadınlarda) en önemli neden, uyarılmanın az veya yetersiz olmasıdır. Postmenopozal kadında ise en önemli neden, vajinal mukoza atrofisidir (vajinayı döşeyen dokunun incelmesi ve zayıflaması).
Genital infeksiyonlar: Kandidal, herpetik, trikomonal veya bakterial olabilir, genellikle kaşıntı ve akıntı eşlik eder.
Vulvar / introital skarlar: Epizyotomi, vajen ön duvar onarımı, kadın sünneti sonrası oluşan nedbe dokuları.
Vulvada cilt hastalıkları: Liken sklerosis, distrofiler, kanserler.
Bozulmamış kızlık zarı.
Kızlık zarında darlık.
Vulvar vestibulit: Yüzeyel disparonin en yaygın formudur. Vulvar vestibulda hassasiyet ve kızarıklık vardır. Bu hastalarda mukozada morfolojik, nörokimyasal ve fonksiyonel değişiklikler olduğu ve bu durumun ağrısız uyarana karşı ağrı gelişmesine neden olduğu gösterilmiştir.
Vajinal adenosis: Endometriozis hastalığında, endometriotik dokudan bir parçanın veya dokunun oluşturduğu nodülün vajen duvarında bulunması durumudur.
Rahim ağzı kanserleri
Yabancı cisim: Unutulmuş tampon, pesser, kondom.
Vajinal allerji: Spermisitler, kondom veya diyaframda bulunan lastik veya latekse karşı alerji.
Üretrit: İdrar borusu iltihabı
Sistit: Mesane iltihabı
Anatomik bozukluklar: Kısa vajina, seks partnerleri arasında büyüklük uyumsuzluğu.
Pelvik İnflamatuar Hastalık: Vajina, rahim, tüpler, yumurtalıklar ve onları örten karın zarının iltihabıdır.
Pelvik Ağrı Sendromu: Adet ağrısı, fazla kanama, karında şişlik ve rahatsızlık hissi, disparoni ve pelvik ağrı ile karakterizedir ve muayenede herhangi bir anatomik veya organik anormalliğe rastlanmaz. Pelvik venlerde (genital organların etrafında bulunan toplardamarlarda) biraz konjesyon (dolgunluk) vardır.
Kabızlık
Endometriozis
Uterin retroversiyon: Rahmin anatomik duruşunda bulunan doğal açılanma, geriye doğru bozulmuş ve beraberinde yumurtalıkların rahim arkasında yer alan, Douglas boşluğu denen boşluğa düşmesine sebep olmuştur. İlişki sırasında vajinanın sonu, kubbesi ile komşu olan bu boşlukta yer alan yumurtalıklara bası, ağrının temel kaynağıdır.
Servikal patolojiler: Rahim ağzında bulunan çeşitli infeksiyon, inflamasyon ve skar dokuları.
Dış gebelik
Midsiklüs ağrısı
Menstrüasyonda disparoni
Rahim patolojileri: Miyomlar, adenomiyozis, rahim içi aracın kayması, kanser.
Pelvik tümör invazyonu: Herhangi bir tümör, pelvik sinir pleksuslarını tutarsa, ağrı olabilir.
Cerrahi veya radyoterapiye bağlı pelvik skar oluşumu
Mesane hastalıkları: İnfeksiyon, taş, kanser, sistit.
Gastrointestinal sistem patolojileri: Appendisit, kolesistit, divertikülit, apse, tümör, irritabl barsak hastalıkları, mezenterik adenit.
Ortopedik patolojiler
Gebelik: Özellikle gebeliğin son döneminde.
Düşük vücut ağırlığı veya anorexia nervosa
Semptomlar ve bulgular çok önemlidir ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Genel fizik muayene sonrası detaylı bir jinekoloji muayene yapılmalıdır. Pelvik kasların tonusu ve dış yapıların ıslaklığı not edilmelidir. Dış genital bölgenin görsel muayenesi önemlidir. Herhangi bir şüphe varlığında, biyopsi gerekir. Digital ve bimanuel pelvik muayene (el ile muayene) yapılıp, hassas olan bölgeler sorulmalıdır. Hastaları zorla muayene etmemek gerekir. Daha önce seksüel kötü kullanım olması, kendisini disparoni ile gösterebilir. Yüzeyel disparoni genellikle atrofi, vajinit gibi bölgesel nedenlere bağlıdır. Derin disparoni genellikle endometrioz, over kistleri gibi pelvik hastalıklarda ortaya çıkar. Birliktelikteki problemler, disparoninin yaygın nedenidir. Etiyoloji çok çeşitlidir. İyi öykü almak çok önemlidir. Tedavide, organik patolojiler mutlaka ekarte edilmelidir. Hastanın gerçek yakınması üzerinde durulmalıdır. Organik nedenlerin tanısını koymak, hemen tedavi etmek gerekir.
Psikolojik disparoni nedenleri tanımlanmalı ve uzmana yönlendirilmelidir.
Vajina etrafındaki kasların istemsiz kasılması, penetrasyonun (penisin vajinaya girmesi) çok zor, ağrılı ve zaman zaman hiç olmamasıdır. Vajinismusun yalnızca kas spazmı olarak tanımlanması yeterli değildir. Ağrıdan korkma, pelvik disfonksiyon ve korku alışkanlığı bu durumun içine alınmalıdır. Semptomların ciddiyeti değişkendir. Tampon kullanamama, vajinal muayeneye izin vermeme veya yalnızca ilişkiye izin vermeme şeklinde olabilir. Vajinismus hastalarında vajinal ve pelvik kas tonusu çok yüksek, genel kas gücü düşüktür. Aynı zamanda pelvik muayeneye direnç veya korkuya bağlı stres düzeyi çok daha fazladır. Vajinismus hastalarında, çocuklukta seksüel kötüye kullanılma öyküsü 2 kat daha fazladır. Vajinismus tedavisinin temelinde ilaç tedavisi yer tutmaz. Seksüel yaşam konusunda hastayı uzman bir terapist tedavi etmelidir. Kegel egzersizleri, hastanın pelvik taban kaslarını istemli kontrol etmeyi öğretebilir
Nedenler genellikle şu şekilde sıralanır: Kronik fiziksel ve duygusal hastalıklar, endokrin bozukluklar, doğum kontrol hapı kullanımı, nörolojik hastalıklar veya travma (multiple sklerozis, spinal kord hasarı), yorgunluk, gebelik, menopoz, ilaç, alkol kullanımı, finansal problemler, premenstrüel sendrom veya premenstrüel disforik bozukluk.
Sıklığı, %8 - %10 civarındadır. Birincil veya ikincil olabilir. Tedavi, anorgasmia tipine ve nedenine bağlıdır. Primer(birincil) anorgasmia tedavisi sekonder (ikincil) olana göre daha kolaydır. Orgazm öğrenilen bir cevaptır ve istekli olarak durdurulabilir. Organik nedenleri: Endometriosis, skarlar, broad ligament varisleri, idrar yolu infeksiyonları, üretrit, kızlık zarında bantlar, bakterial vajinit, post-menopozal veya cerrahi sonrası vajinal atrofi, vajen girişi irritasyonu, vulvarvestibulit sendromu, doğumda travma, belirgin pelvik relaksasyon-sarkmalar, miyomlar, yaygın pelvik kanseler.
Düzenli olarak jinekolojik kontrollerin yapılması gerekir. Yakınma olmasa da her 6 ayda bir muayene olmak gerekir. Ayrıca erken teşhis ve tedavi için çok önemli olan pap-smear (rahim ağzı kanseri tarama testi) testinin yapılması ve meme muayenesi yapılması önemlidir. Her adet bitiminde kişinin kendi meme muayenesini yapması önemli olsa da günümüzde yaşa uygun olarak önerilecek MR mammografi, mammografi ve/veya meme ultrasonografisi tanıda daha değerlidir.
Yeni bir partnerle cinsel ilişkiye girildiğinde, mutlaka prezarvatif kullanmak gerekir. Cinsel ilişkide kadının hastalık kapma riski erkeğe göre daha fazladır.
Kadın olmanın özel olduğunu unutmamak gerekir. Kendinden, bedeninden ve cinsel isteklerden utanmamak gerekir.
Kadınlar ve erkeklerde cinsellik, hormonlar ve fiziki durum farklıdır. Partnerler aralarındaki cinsel problemleri birbirlerini cezalandırarak değil, konuşarak, paylaşarak çözebilirler. Çözemedikleri takdirde, mutlaka gerekli doktor ve seks terapistlerine başvurmaları gerekir.
Cinsel bölgenin gereğinden fazla yıkanması ve temizlenmesi temizlik değildir, aksine daha fazla infeksiyon riski taşıyabilir.
Günlük iç çamaşırlarda ağ kısmı pamuklu olanlar tercih edilmelidir.
Parfümlü petler kullanmak, genital bölgeye deodorant, parfüm sürmek doğru değildir.
2004 yılında Kuşadası devlet hastanesinde sizin sayenizde hayata döndüm .Endometriosiz ameliyatı olmuştum Ozaman teşekkür etmiştim ama tekrardan size çok teşekkürler Çok ilgilenmiştiniz Sonsuz teşekkürler Üzeyir bey.
Her iki doğumumda da kendisinin engin tecrübeleri ilgi ve hassasiyeti yoluma ışık tuttu ilk doğumum normal ikinci doğumum ise 11 yıl aradan sonra normal doğum ile başlayan ancak zorunlu olarak spinal sezaryen ile sonlanan bir operasyondu.Tecrübesi ve Zamanında müdahalesi sayesinde bebeğimiz hayata tutundu. Kendisine minnettarım.
Tedavim sırasında içten ama profesyonel tavırları ile beni korkularımdan uzaklaştıran,ameliyat öncesi,sırası ve sonrasında son derece titiz davranan ve çok kısa sürede sağlığıma kavuşturan Sayın Üzeyir KALKAN'a çok teşekkür ederim. Türk Tıbbına başarılarıyla hizmet edeceğine inandığım Dr.Üzeyir KALKAN'ın adını duyacağımıza inanıyorum.Teşekkürler.