Menopoz ve Osteoporoz

Kadınların fizyolojik olarak yaşadıkları ve klimakterium denilen bu dönemde üreme çağı biter, yumurtalıklar üreme açısından devre dışı kalır ve kadın için doğurganlığın olmadığı yeni bir çağ başlar.

Menopoz kadınlar için geri dönüşümü olmayan, ancak son derece doğal süreç olarak kabul edilir. Gebelik ya da farklı bir nedene bağlı olmaksızın 1 yıl süreyle adet görmeyen bir kadının menopoza girdiği kabul edilmektedir. Bundan sonraki dönem menopoz sonrası dönem, bundan önceki dönem ise menopoz öncesi dönem olarak tanımlanmaktadır. Menopoz genellikle 40-60 yaş arasında yaşanmakla birlikte menopozun her kadında farklı yaşta, farklı şiddette, farklı psikolojik ve nörolojik semptomlarla seyretmesi mümkündür.

Menopoz sonrası dönemde olan kadınlarda östrojen 20’nin altında, en az üç ölçümde FSH ve LH hormonları ise 40’ın üzerinde olmalıdır. Menopozdan 3 yıl sonra en üst noktaya ulaşan FSH ve LH düzeyleri daha sonra ise kademeli olarak azalmaya başlamaktadır.

Menopozdaki Semptom ve Bulgular

Menopoz döneminde birçok kadında östrojen eksikliği semptom ve bulguları oluşur. Kalp-damar hastalıkları ve kemik erimesine ilişkin patolojiler daha geç dönemde görülür. Kadınlarda en çok görülen menopozal şikayetler arasında ilk sıralarda sıcak basması ve terleme yer almaktadır. İç daralması, iştah azalması, huzursuzluk, değişken ruh hali, konsantrasyon ve libido kaybı da görülebilir. Menopozla birlikte kemik dokusunda da değişiklik yaşanmakta olup bu son derece önemli bir konudur.

Menopoz Tedavisi

Menopoz tedavisi pre-menopozal ve post-menopozal dönem olarak değerlendirilmelidir. Menopoz en basit anlatımıyla kadınların yumurtalıklarının yaşlanmasından ve fonksiyonlarını kaybetmesinden kaynaklanan doğal bir süreçtir. FSH ile yumurtalıktan sentezlenen östrojen eski ritmik salınımını kaybetmeye başlar. Pre-menopozal dönemdeki tedavi hastanın şikayetlerine göre belirlenir. Genelde düzensiz adet kanaması ve ateş basması yoğunlukla görülen şikayetlerdir. Hormonal tedavi uygulanmakla birlikte kullanılan dozaj post-menopozal dönemdeki tedaviden çok farklıdır. Uygulanan tedavi ile belirli dönemlerde adet kanamasının yaratılması ve bunun sonucunda hastanın rahatlatılması amaçlanmaktadır. Yumurtlamanın olmadığı veya düzensiz olduğu bu dönemde, progesteron hormonu da üretilemediği için rahim iç tabakasının kalınlaşmasını engellemek için de bu tedavi önemlidir.

Post-menopozal dönemde uygulanan tedavi menopoz dönemi ile birlikte kişide eksilen östrojen hormonunun yerine koyulmasını amaçlamaktadır. Bu tedavide hem östrojen hem progesteron içeren tedaviler, rahimi olan kadınlarda uygulanır. Daha önce rahimi çeşitli sebeplerden dolayı alınmış hastalarda sadece östrojen verilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Menopoz sonrası kemik erimesi şikayetinin görülme sıklığının ardında östrojen hormon seviyesindeki azalma yatar. Östrojen hormonu vücutta birçok farklı süreçte görev yapar ve kemik yoğunluğunun korunması bunlardan biridir. Menopoz ile birlikte östrojen üretimi sona erdiğinde kemik erimesi şikayeti ile karşılaşılması mümkündür. Kemiğin mikroskobik yapısının bozulmasına bağlı olarak kemik mineral yoğunluğunun azalması, kırılma riskinin ise artması osteoporoz olarak adlandırılır. Osteoporoz menopozdan sonra hızlandığından osteoporoza yönelik tedaviler uygulanarak bu duruma neden olan çeşitli etkenlerin ortadan kaldırılması hedeflenir. Günlük kalsiyum alımına dikkat edilerek uygulanan diyet ve egzersiz menopozdan sonra osteoporozun önlenmesinde etkili yöntemler olarak kabul edilir.

Soru ve Randevu Formu
Sizden Gelenler
S. S.

2004 yılında Kuşadası devlet hastanesinde sizin sayenizde hayata döndüm .Endometriosiz ameliyatı olmuştum Ozaman teşekkür etmiştim ama tekrardan size çok teşekkürler Çok ilgilenmiştiniz Sonsuz teşekkürler Üzeyir bey.

E.

Her iki doğumumda da kendisinin engin tecrübeleri ilgi ve hassasiyeti yoluma ışık tuttu ilk doğumum normal ikinci doğumum ise 11 yıl aradan sonra normal doğum ile başlayan ancak zorunlu olarak spinal sezaryen ile sonlanan bir operasyondu.Tecrübesi ve Zamanında müdahalesi sayesinde bebeğimiz hayata tutundu. Kendisine minnettarım.

S. R.

Tedavim sırasında içten ama profesyonel tavırları ile beni korkularımdan uzaklaştıran,ameliyat öncesi,sırası ve sonrasında son derece titiz davranan ve çok kısa sürede sağlığıma kavuşturan Sayın Üzeyir KALKAN'a çok teşekkür ederim. Türk Tıbbına başarılarıyla hizmet edeceğine inandığım Dr.Üzeyir KALKAN'ın adını duyacağımıza inanıyorum.Teşekkürler.

19.03.2021